ANA SAYFA

 

ZULM (Zulüm):

 

Adaletsizlik, adaletin sınırını aşmak, başkasının hakkına tecavüz etmek. Bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak, haksızlık.

 

Allahu teala Kur'an-ı kerîmde mealen buyurdu ki:

Allahu teala kullarına zulm etmez, haksızlık etmez. Onlar kendilerini azaba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleri ile kendilerine zulm ve işkence ediyorlar. (Nahl sûresi: 33)

Zulme mani olarak zalime de, mazlûma da yardım ediniz. (Hadîs-i şerîf-Eşî'at-ül-Lemeat)

Allahu teala buyurdu ki: "Ey kullarım! Ben kendi nefsime zulmü haram ettim. Onu sizin aranızda da haram kıldım, birbirinize zulüm yapmayınız..." (Hadîs-i kudsî-Nesaih-ul-İbad)

Benden sonra ümmetim için üç şeyden korkarım. İmamların (devlet adamlarının) zulmünden, nücûma (yıldız falına) inanmaktan, kaderi yalanlamaktan. (Hadîs-i şerîf-İhyau-Ulûmiddîn)

Ey oğul! Şakîlerin (kötü kimselerin) alameti sende bulunmasın. Bu alametlerin evveli zulm etmektir. Zulüm üç kısımdır. Birincisi Allahu tealaya asî olmak, ikincisi zulmeden kimselere yardım etmek; üçüncüsü kendi emri altında bulunanlara eza-cefa etme k, onların ibadet yapmalarına mani olmak. Bu üç çeşit zulmü işleyenlerin varacakları yer Cehennem'dir. (Süleyman bin Ceza)

 

Her müslüman hem îmanını korumaya, kaptırmamaya çalışmalı, hem de Allahu tealaya ve O'nun Peygamberine inanmayan kafirleri sevmemelidir. Fakat sevmediklerine de kötülük ve zulüm yapmamalı, kafirlere ve bid'at sahiplerine tatlı dil ve güler yüz ile na sîhat etmelidir. Onların felaketten kurtulmalarına, seadete kavuşmalarına çalışmalıdır. (Hadimî)

 

Sana zulmedeni affet. Amelinle mağrur olmaktan sakındığın gibi, ilimle gururlanmaktan sakın. Yakınının, fakirin ve komşunun hakkını gözet. Konuşmadan hoşlanmayanın yanında konuşma. Mazlum kardeşine yardım et. Zamanını iyi değerlendir. (Harputlu Hacı Ömer Efendi)

Zımmîye yani gayr-i müslim vatandaşa zulm etmek, müslümana zulm etmekten daha fenadır. Hayvana zulm, işkence etmek, zımmîye etmekten daha fenadır. (Alaüddîn Haskefî) Haşa zulm etmez kuluna Hüdası, Herkesin çektiği kendi cezası

(M. Sıddîk Gümüş)